bilgi@tukdkadikoy.org.tr 05323311297'den bize ulaşabilirsiniz.

5 ARALIK TÜRK KADININA MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKLARI VERİLİŞİNİN 82. YILDÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923’te şöyle demiştir: “Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, sosyal toplum felçlidir.” Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini tanımlamıştır.

Atatürk’ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930′da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle, 1933′te çıkarılan Köy Kanunu ile muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934′te Anayasa’da yapılan değişikle milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

Türkiye, parlamentodaki kadın üye yüzdesi açısından; 1935’te yapılan seçimlerde %4,6 oranıyla dünya oranlarına göre 21. sırada iken, şu an %14,9 ile dünyada 91. sırada yer almaktadır.

26 Ekim 1933’te kadınlara muhtar seçilme hakkı verildikten sonra Kazan Köyü muhtarı seçilerek Türkiye’nin ilk kadın muhtarlarından olan Satı Kadın 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ile tanıştığında doğum tarihini soran Atatürk’e 1890 doğumlu olmasına rağmen 19 Mayıs 1919 yanıtını vermiş, o tarihten önce yaşamadığını ifade etmiştir. Mustafa Kemal’in tavsiyesiyle de 1935 yılında TBMM’ye giren ilk milletvekillerinden olmuştur. Satı Kadın bu sözüyle Türk kadınının iradesini, arzusunu ve yapısını ortaya koymuştur. Bu olay aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk hayatın her alanında eşit olunmasını kadın, erkek, işçi, köylü, eğitimli, zengin ayırt etmeksizin tüm yurttaşların eşitliğine inancını ve genel oy gerçek anlamda hayata geçirerek etkin bir şekilde uygulanmasını sağladığını göstermektedir.

Ülkemizde Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme seçilme hakkı tanınmasına rağmen 82 yıl içinde kadınımız aktif siyaset içinde yeterince temsil edilmemektedir. Tüm çabalarımıza rağmen Anayasa’da, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında, Parti Tüzüklerinde, kadınların eşit temsili konusunda pozitif düzenlemeler yapılmamıştır.

Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların siyasal yaşama aktif katılımını sağlamak adına öncelikle kadın-erkek eşitliği temel ilkesinin, yani toplumsal cinsiyet eşitliğinin okul öncesi eğitimden başlayarak çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatında, akabinde toplumun tümünde, kurum ve kuruluşlarında fiili olarak hayata geçirilerek sağlanması ülkemizin ilerlemesi açısından zorunludur.

Kadınların; başta şiddet, ayrımcılık, fırsat eşitsizliği gibi en önemli sorunlarının tamamıyla çözüldüğü bir ülkede yaşaması için kadınlar olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye’nin onayladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) 4. maddesinde yer alan taahhüdün yerine getirilmesini, “Eşit temsil için özel önlem alınmasını” Anayasa’da, siyasi partiler ve seçim yasalarında, parti tüzüklerinde, kadınlar lehine düzenlemelerin bir an önce yapılarak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda yaşama geçirilmesini Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği olarak talep ediyoruz.

Prof. Dr. Gaye Erbatur
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı adına
Av. Hüsniye Altın Yeşil
TÜKD Genel Sekreter Yardımcısı